haram ve helal etler hakkında bilgiler listesi için eklenen 9 entry bulunmaktadır.
 

peygamber efendimiz (s.a.s.) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “helâl de bellidir, haram da bellidir. ikisinin arasında birtakım şüpheli hususlar vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve haysiyetini korumuş olur. kim de şüpheli şeylere düşerse, harama düşmüş olur…” (buhari)

başka bir hadis-i şerifte ise, “haramla beslenen vücuda cehennem daha lâyıktır” (buhârî)

 

etlerinin yenmesi helal olan hayvanlar.

etlerinin yenmesinin helâl olduğunda görüş birliği bulunan hayvanlar bakara 172 ve mâide 1, 4 ayetlerine istinaden islam alimleri tarafından dört grupta toplanmıştır.

a) sığır, manda, koyun, keçi, deve, tavşan, tavuk, kaz, ördek, hindi türünden evcil hayvanlar.

b) geyik, ceylan, dağ keçisi, yabanî sığır ve zebra gibi vahşi hayvanlar.

c) güvercin, serçe, bıldırcın, sığırcık, balıkçıl gibi kuşlar. bu hayvanların etlerinin helâl olduğunda fakihler görüş birliğindedir. bu sayılanların bir kısmının helâlliği kur’an’da tasrih edilmiş, diğerleri de kur’an’ın “yiyiniz” dediği iyi ve temiz şeyler (mâide, 5/1; hac, 22/28, 30) mubah kapsamında görülmüştür.

d) çekirge de sünnette yenebileceğine dair özel hüküm bulunması sebebiyle, yenmesi helâl hayvanlar grubunda yer almıştır (buhari, zebâih, 13).

 

etlerinin yenmesi haram olan hayvanlar.

etlerinin yenmesinin haram olduğunda görüş birliği bulunan hayvanlar ise üç gruptur:

a) domuzun haram olduğu, kur’an’ın açık hükmüyle sabittir (mâide, 5/3). kur’an’da ismi anılarak yasaklanan tek hayvan domuzdur.
kur’an’da sadece domuzun etinin haramlığından söz edilse de islam âlimleri, en’am sûresinin 145. ayetinde geçen “rics” ifadesi ile a’raf sûresi 157. ayetindeki “… onlara pis ve murdar olan şeyleri haram kılar” ifadelerini birlikte değerlendirmişler ve domuzun her şeyinin haram olduğunu belirtmişlerdir (ibn âbidin, reddü’l-muhtâr, ix, 447).

b) allah’tan başkası adına kesilen hayvanların etlerinin haram olduğu da yine kur’an’ın hükmüne dayanır: “(kesim sırasında) üzerine allah’ın adı anılmayan hayvanların etlerini yemeyin.” (en’âm, 6/121)

bu ilke, islam’ın tevhid akidesine verdiği önemin ve şirke karşı aldığı kesin tavrın bir göstergesidir.
c) dinî usullere uygun olarak kesilmemiş veya kendiliğinden ölmüş olan hayvanın etinin haram olduğu da yine kur’an’ın açık hükmüne dayanır:

“allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı.” (bakara, 2/173);

“ölmüş hayvan, kan, domuz eti, allah’tan başkası adına boğazlanan; (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç olmak üzere boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile (tazim amacı ile) dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar size haram kılındı.” (mâide, 5/3)

 

at eti haram midir?

at eti, dört mezhepte genel kabul gören görüşe göre helâldir; ebû hanîfe’ye göre ise tahrîmen mekruhtur. hanefî literatüründen zâhirü’r-rivâye eserlerinde “mekruh”, hasan b. ziyâd rivayetinde “haram” nitelemesi geçmekte ise de, asıl belirtilmek istenen husus bunu yemenin helâl olmadığıdır. imâmeyn ise (ebû yûsuf ve muhammed) at eti yemeyi mekruh saymamışlardır. fakat bazı hanefî bilginlerin görüşü doğrultusunda olmak üzere hanefî mezhebinde tenzîhen mekruh görüşü yaygındır. mâlikî mezhebi içinde de at eti yemeyi haram görenler ve tenzîhen mekruh sayanlar vardır.

 

eşek eti haram midir?

evcil eşek eti konusunda dört mezhepçe genellikle kabul edilen hüküm, ehlî merkeplerin etinin haram olduğu yönündedir. mâlikî bilginlerin bir kısmı bunu tenzîhen mekruh saymış, bazı sahâbîlerden ve hanefî bilgin bişr el-merisî’den ehlî eşek etinin helâl olduğu görüşü nakledilmiştir.

 

katir eti yenir mi?

katır ve benzerlerinin etine gelince, iki ayrı türden hayvanın birleşmesi ile meydana gelen hayvanın konusunda üç durum söz konusudur:

a) her iki tür, eti helâl olanlardan ise, bunlardan meydana gelen hayvanın eti de helâldir.
b) her iki tür, eti haram olanlardan ise, bunlardan meydana gelen hayvanın eti de haramdır.
c) biri eti helâl olanlardan diğeri haram olanlardan ise, hanefî ve mâlikîler’e göre hükümde ananın türü esas alınır; şâfiî ve hanbelîler’e göre helâl olmayan taraf esas alınır. buna göre dört mezhepte de anası eşek olan katırın haram olduğu görüşü yaygındır. anası at ise, ebû hanîfe’ye göre mekruhtur; ebû yûsuf ve muhammed’e göre mekruh değildir. ayrıca, anasının at veya eşek olması hususunda ayırım gözetmeden -başka delillere dayanarak- katır etinin mekruh olduğunu savunan bir görüş de vardır.

 

su hayvanlari.

kur’ân-ı kerîm’de deniz avının ve denizden elde edilen yiyeceğin helâl olduğu bildirilmiş (el-mâide 5/96; el-fâtır 35/12), hz peygamber de deniz hakkında sorulan bir soruya “onun suyu temiz, meytesi (içinde ölen) helâldir” şeklinde cevap vermiştir (ebû dâvûd, “tahâret”, 41; tirmizî, “tahâret”, 52). gerek bu açıklamalar gerekse hakkında özel bir hüküm bulunmayan konularda mubahlığın esas alınması ilkesi suda yaşayan hayvanlarla ilgili hükmün temelini teşkil eder.

1. balık türleri bütün mezheplere göre helâldir, boğazlama işlemine de gerek yoktur. şu var ki, hanefîlere göre kendiliğinden ölmüş ve su üzerine çıkmış balıklar yenmez. hanefîlerin bu görüşü sağlık açısından ihtiyatı tercih etmiş olmalarından kaynaklanır. fakat suyun çok sıcak veya soğuk olmasından, buzlar arasına sıkışmaktan, su içine hapsedilmekten ve suyun çekilmesinden ötürü ölen balıklar kendiliğinden ölmüş sayılmaz, yenebilir. yine, balık avlamak üzere suya balık otu atıldığında balıklar ele geçirilmeden ölse ve onların bu yüzden öldüğü bilinse, kezâ kılıç balığı gibi büyük balıklar avlandığında sudan çıkmadan başına sert bir cisim vurularak öldürülse, yenebilir.

2. balık türü dışında kalan (midye, kurbağa, yengeç gibi) su hayvanlarını yemek hanefîlere göre helâl değildir. diğer üç mezhebe göre ise, sadece suda yaşayan her türlü hayvan -kendiliğinden ölmüş bile olsa- yenebilir, helâldir. şâfiî mezhebinde, hanefîlerin paralelinde bir görüş ile su hayvanlarından eti yenen kara hayvanlarına benzeyenleri helâl, eti yenmeyen kara hayvanlarına benzeyenleri haram sayan bir görüş de vardır

hanefîler mâide sûresinin 3. âyetinde geçen “meyte” lafzını mutlak şekilde yorumlamışlar, ayrıca balık dışındaki türleri “habâis” (iğrenç şeyler) kapsamında kabul etmişlerdir. fakihlerin çoğunluğu mâide sûresinin 96. âyetindeki “deniz avı” ifadesinin umumunu (kapsamlı oluşunu) esas almışlar ve ayrıca hz. peygamber’in “denizin suyu temiz, ölüsü helâldir” (ebû dâvûd, “tahâret”, 41; tirmizî, “tahâret”, 52) anlamındaki hadisine dayanmışlardır.

 
üst bottom