şiirlerin hikayeleri listesi için eklenen 6 entry bulunmaktadır.
 

gülten akın – büyü

2 şubat 1980’de üniversite öğrencisi sinan suner’in mhp’li bakanın koruması süleyman ezendemir tarafından öldürülmesini protesto etmek için bir gösteri düzenlenir. bir süre sonra çıkan çatışmada henüz 17 yaşındaki erdal eren de dahil olmak üzere 24 kişi tutuklanır. erdal eren, çıkan çatışmada er zekeriya önge’yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklanır. çatışma sırasında erdal eren askerin uzağındadır ancak otopsiye göre önge yakın atışla öldürülmüştür. mahkeme yine de erdal eren’i suçlu bulur ve 19 mart 1980 tarihinde idama mahkum eder. ailesi erdal eren’in 18 yaşın altında olduğunu söylemesine ve bunu kanıtlamak için kemik grafiklerinin çekilmesini istemesine rağmen askeri yargıtay idam cezasını onaylar. erdal eren 13 aralık 1980 tarihinde asılarak idam edilir. gülten akın, büyü şiirini erdal eren’in haksız idamı üzerine yazar.

 

nazım hikmet – kız çocuğu

tarihler 6 ağustos 1945’i gösterdiğinde büyük bir felaket yaşanır. üstelik bu felaketi yaratanlar insanlardır. hiroşima’ya atılan atom bombası düştüğü anda 70 bin kişinin, daha sonrasında bombanın sebep olduğu hastalıklarla beraber 90 binden fazla kişinin ölümüne yol açar. sadako sasaki’de bu kurbanlardandır. atom bombası evlerinin yakınına düştüğünde sadako henüz iki yaşındadır. sadako o gün hayatta kalmayı başarır ancak 11 yaşına geldiğinde atom bombası yüzünden lösemi olur. sadako çok üzülür ancak bin turna kuşu origamisi yapan kişinin dileği kabul olur efsanesine tutunarak turna kuşu yapmaya başlar. maalesef durumu gitgide kötüleşen sadako’nun ömrü turna kuşlarını bitirmeye yetmez ve 25 ekim 1955 yılında, henüz 12 yaşındayken yeryüzüne veda eder. arkadaşları onun yapmaya başladığı bin turna kuşunu bitirerek küçük kızla beraber gömerler. böylelikle hem turna kuşu hem de sadako sasaki barışın simgesi hâline gelir. nazım hikmet de durumdan etkilenerek savaş karşıtı olan kız çocuğu şiirini yazar. japonca dahil olmak üzere farklı dillere tercümesi yapılan şiir, hem türk hem de yabancı şarkıcılar tarafından bestelenir.

 

atilla ilhan- mahur

ahmet kayan’ın sesinden defalarca dinlediğimiz bu şiiri çoğu kişi aşkla ilgili sansa da anlatılan başkadır. atilla ilhan bu şiirinde 6 mayıs 1972 tarihine idam edilen deniz gezmiş, hüseyin inan ve yusuf aslan’ın ölümüze duyduğu derin üzüntüyü anlatır. şiirde geçen ve bir kadın ismi sanılan müjgan aslında “kirpik” anlamına gelmektedir. yani şair bu derin üzüntü karşısında ağlamaktadır. atilla ilhan bu şiiri yazma hikayesiyle ilgili şunları der:

“12 mart sonrasının kahır günleriydi. bir sabah radyoda duyduk ağır haberi: denizlere kıymışlardı. karşıyaka’dan izmir’e geçmek için vapura bindim. deniz bulanıktı; simsiyah, alçalmış bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı… acı bir yel esintisinin ortasında aklıma düştü ilk mısra… vapurda sessiz bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım. vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm.

bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
gittiler akşam olmadan ortalık karardı””

 

recaizade mahmut ekrem- âh nijâd

tanzimat dönemi’nin önde gelen edebiyatçılarından olan recaizade hayatı boyunca sevdiği çok fazla kişiyi kaybetmiştir. bu yüzendir ki “ağıtlar şairi” olarak da anılır. şüphesiz ki onu en çok üzen ölümler çok sevdiği çocukları piraye, emced ve mehmet nijad’ın ölümleridir. özellikle de 15 yaşındaki oğlu nijad’ın ölümü recaizade’nin gönlünde büyük yaralar açar. hatta ömrünün sonuna kadar “nijâd’a ağlayım ben, nijâd’a ağlayım” diye feryat ettiği söylenir. vasiyeti de acısından şiir yazdığı oğlu nijâd’ın yanına gömülmek olur.

 

ümit yaşar oğuzcan – galata kulesi

evlat acısından doğan bir başka şiirdir galata kulesi. ümit yaşar, defalarca başarısız intihar girişimlerinde bulunur. oğlu vedat doğduktan sonra bile ölme sevdasından vazgeçmez oğuzcan, ancak her defasında hayatta kalır. ümit yaşar’ın melankolik halleri ve durmadan intihar etmeye çalışması aile içinde çok fazla sorun teşkil eder. en çok da oğlu vedat etkilenir bu durumdan. huzursuz aile ortamı ve babasının melankolik halleri ruhunda derin izler bırakır. babası gibi o da ölümü düşlemeye başlar. henüz 18 yaşındayken daha fazla dayanamaz ve galata kulesi’nden aşağı bırakıverir kendisini. babasının aksine ilk denemesinden kavuşur ölüme. rivayete göre üstünden bir de not çıkar: öyle intihar edilmez baba, böyle intihar edilir.

 

yahya kemal beyatlı- sessiz gemi

o zamanlar heybeliada’da bahriyeli olan genç nazım hikmet, yahya kemal’den özel şiir dersleri alıyordu. yahya kemal, özel dersten arta kalan zamanda nazım’ın annesi celile hanımla edebiyat ve sanat üzerine derin sohbetler ediyordu. bu sohbetler ikisi arasındaki yakınlığı arttırır ve aşka dönüşür. hatta zaten evliliği çalkantıda olan celile hanım eşinden boşanır. ikilinin âşık olduğu dedikoduları yahya kemalin de öğretmenlik yaptığı bahriye mektebinde duyulur. bu dedikodu genç nazım’ın da kulağına gelir ve yahya kemal’e bir not yazar. “öğretmenim olarak girdiğiniz bu eve, babam olarak giremezsiniz!” bu notun üzerine yahya kemal geri adım atar ancak celile hanım’ın istediği başkadır. onun hayali ünlü şairle evlenmek ve bir hayat kurmaktır. bu mümkün olmaz. evlilikten çok korkan yahya kemal büyük aşkına rağmen celile hanım’la evlenmez ve zamanla yolları ayrılır. yahya kemal bu şiiri celile hanım’ın heybeliada’dan gitmesinden dolayı yaşadığı derin kederi anlatır.

 
üst bottom