kalbi sonsuz bir heyecanla çarpıyor. bu defa west'in şaşkınlık dolu bakışları karşısında cetveli alıp bundan böyle ölçekli resimler yapmaya koyuluyor. kaleminden sırasıyla siper kazma makinesi, mermer kesme cilalama makinesi, kenevir ipliği tezgahı, kanallar için dip tarama gemisi, bir su arkı ve bir köprü tasarısı çıkıyor. 1796'da da ırmak gemiciliğinin geliştirilmesi üzerine bir makale yayımlıyor.
bu verimlilik ingilizleri şaşırtıyor. ressam fulton'u beğenirken teknisyen fulton'un karşısında güvensizlik duyuyorlar. wattların, murdockların, arkwrightların ülkesinde, onun vatandaşlarına bir şeyler öğretebileceğin! sanmak ne görülmemiş cür'et! bu soğuk karşılanma fulton'u hayal kırıklığına uğratıyor ve fransızlar belki daha anlayışlı olurlar umuduyla manş'ı geçiyor.
primum vivere... önce karın doymalı. fırçalarını yeniden eline alıyor ve tabiat manzaraları çizmeye koyuluyor. parisliler onu iyi karşılıyorlar. sanatı sayesinde fulton, laplace, monge gibi çağın bilim adamlarıyla tanışma imkanını buluyor.
yıl 1800; fransa ile ingiltere arasında siyasal gerginlikler baş gösteriyor. birinci konsül manş’ın ötesine geçmek istiyor, ama ingiliz donanmasından korkuyor. ne var ki, öte yandan fulton bu donanmayı yok etme imkanlarını getirmiş: denizaltı ve torpil.
iyice belirtelim; söz konusu sadece bir proje ya da bir model değildir. fulton'un denizaltısı suyun üstünde yelkenlerle, altındaysa elle işletilen bir manivela aracılığıyla ilerleyen 6.40 m. uzunluğunda bir gemiydi. balastların içine su doldurmak yoluyla dibe iniyor ve basılmış hava taşıyan bir depo, tayfalara 6 saat yetecek kadar hava sağlıyordu. gerçekten fulton'un 1801'de brest'te 7.60 metreye dalan "neutitis" adlı denizaltısı tam altı saat suyun dibinde kaldı. torpil de bu deneyler sırasında ortaya çıkmıştı. araç patlayıcı maddeyle dolu bir keseden ibaret olup askerin kendi elleriyle gidip düşman gemisine saplaması gerekiyordu. bu sakıncaya rağmen deney yine de büyük bir heyecan yarattı.
napolyon da başta olmak üzere resmi makamların kafasızlığını insan bir kere daha şaşmadan edemez. kim bilir, belki de fulton'un elinden tutsalar, onu destekleselerdi yine onun sayesinde ingiliz donanmasını çok zayıflatmayı başarabilirlerdi. ingiltere istilaya uğradı mı, kuşkusuz tarihin akışı değişirdi. londra hükumeti bu tehlikeyi sezerek gemi komutanlarını bir denizaltı saldırısına karşı hazır bulunmaları için uyardı. ayrıca, fulton'a da projesini satın almayı teklif etti.
büyük amerikalı, icadının kapsamını napolyon'un takdir edemediğini sezerek jouffroy ve stanhope'nin hayali olan buharlı gemiyi ele almıştı. fransız'ın olumlu çalışmalarından ve vatandaşı fitch'in aldığı sonuçlardan haberi vardı. bunlardaki kusurları buldu ve giderebileceğine inandı. dostlarından birinin, robert livingstone'un mali yardımları sayesinde 1803'te ilk buharlı gemisini inşa etti. bu araç tahtadan yapılmış olup 20-30 m. uzunluğunda, 3.20 m. genişliğindeydi. çift etkili bir watt makinesi 3.65 m. çapındaki çarkı çeviriyordu. 9 ağustos günü, akşam saat altıda buharlı gemi seine ırmağında saatte 4,7 km. hızla dolaştı.
o yıllarda auxiron ve fitch ölmüşlerdi. jouffroy markisi de sürgünde bulunuyordu. ne var ki fulton da halkın güvensizliğini yenmekte ötekilerden daha başarılı olamadı. onlarca icadı eğlenceli bir oyuncaktı, o kadar. gelecek nasıl olsa yelkenindi. napolyon belki de donanmasına beklenmedik bir güç verecek olan bu deneylerin sürdürülmesini destekleyecek sabrı gösteremedi.
fulton'un değeri yalnız, watt'ınkine eşit diyebileceğimiz bir yaratma dehasına sahip oluşunda değildir. aynı zamanda kötü şansına eşsiz bir kararlılıkla karşı gelmesini bilmiş, yoluna dikilen ön yargılar, çıkarlar, kayıtsızlıklar ve kötü niyetli kimselerle, görülmemiş bir inat ve azimle savaşmıştır.
fransa ve ingiltere değerini takdir edemediler, öyle mi? 1806'da vatanına dönüyor. ona olan güvenini kaybetmeyen dostu livingstone'un sayesinde new york'ta charles brown' un tersanesinde bu defa gerçek bir buharlı yolcu gemisi inşa etmeye koyuluyor. ve 10 ağustos 1807'de "clermont" hudson'un sularına indiriliyor.
clermont 40 m. uzunluğunda 3.60 m. genişliğinde ve su altı derinliği 2 m.'yi bulan bir tekneydi. 4.60 m. çapındaki iki çarkını iki silindirli, güçlü bir watt makinesi çeviriyordu. vapur, gazetelerin günlerden beri alay konusu ettikleri "bu fulton delisini" görmeye gelen kalabalığın önünde demir aldı. ama gemi rıhtımdan ayrılıp yelken açmadan ve öteki teknelerin arasından, dümencisine uysalca uyarak geçip uzaklaşınca, bütün bu alayların sonu geldi. rıhtımı önce bir sessizlik, sonra da çılgın alkışlar kapladı. fulton zaferi kazanmıştı.
clermont, hudson üzerinde, new york-albany (260 km. uzaklıkta) arasında düzenli seferler yapmaya başlayacağı 7 ağustos gününde bu 260 km.'lik yolu 32 saatte aldı. iyiden iyiye ağız değiştiren gazetelerin, yeni icadı hararetle övmelerine rağmen vapura tek yolcu bile binmeye cesaret edememişti. dönüşte ise yalnız bir yolcu bindi ve fulton adamın altı dolarını büyük bir heyecanla aldı. zaferi, çetin bir mücadelenin meyvesi olmuştu, ama kesindi. kısa zamanda araçların sayısı artmaya başladı. 1811'de clermont'a üç kardeş daha ekledi ve fulton-livingstone firması başarılara doğru hızla ilerlemeye başladı.