3)
salih bozok'a yazdiği mektuplar.
11 eylül 1911
salih'çiğim,
erkânıharbiye-i umumiye 1. şube'ye memur edildim. başka hiç kimse bir kelime sormadı. kimseden vaziyeti anlamak mümkün değil. herkes birbirinden korkuyor. abdül-hamid devrinde olduğu gibi! orduyu, memleketi kurtarmak için çok fedakârane çalışmak lazım. başka çare yok. istanbul muhiti pek mülevves, herkes menfaat-ı zatiyesin den başka bir şey düşünmüyor. bayramdan sonra mufassal mektup yazacağım. nuri oradaysa âlâ, yok ise bu mektubu üsküp'e gönder. fuat geldi mi? mehmet ali, rauf, ismail ve arkadaşlara selam..
erkânıharbiye-i umumiye 1. şube'ye memur.
m. kemal
**************************************************
22 eylül 1327 (1911)
kardeşim salih,
mektubunu aldım. şam vapuruyla trablus'a gitmekte iken, ilan-ı harp üzerine avdet ettirildik. şimdi istanbul'dayım. ve 1. şube'ye devam ediyorum. ahval sükun peyda ederse selanik'e görüşmek üzere geleceğim. arkadaşlara, fuat'a çok selam. mümkünse valideyi görüp müteselli et. benim geçen ayın tayinatı kalmıştı. bari onun valideye verilmesine necati bey vasıtasıyla delalet et. sana olan borcumu, kariben tesviye edeceğimi memul ederim. bana oranın ahvalinden bahis mektup gönder.
gözlerinden öperim.
m. kemal
************************************************** *
2 kasım 1911
hazret-i salih,
seni de deraguş etmek çaresini bulamadığımız için meyusum. lakin zarar yok, kalplerimiz, fikirlerimiz bir olsun. ben seyahatin bir noktasında hayvandan vurularak beray-ı tedavi iskenderiye'ye geldim. iade-i afiyet etmek üzereyim. gözlerinden öperim. valideyi hastalığımdan haberdar etme. birkaç gün sonra tekrar yola çıkacağım. senin ve benim validelerimizin ellerinden, hemşiremin de gözlerinden öperim. bilcümle arkadaşlara selam.
m. kemal
************************************************** ****
15 kasım 1911
ey hazret-i salih,
seferin ilk devresindeki mecruhiyeti savdık. şimdi ikinci sefere çıkıyoruz. bakalım allah ne gösterecektir. inşallah avdet nasip olursa size günlerce anlatacak hikayelerimiz var. suret-i mahsusada gözlerinden, validenizin de ellerinden öperim. bizim valide acaba ne haldedir? maaş alabildiler mi?
kuzum salih'çiğim, necati'ye söyle maaşlarımdan borçlarımı katetsin. avdette borç falan dinlemem. kim bilir ne kadar züğürt döneceğim? ruşen beye ve diğer arkadaşlara ihtiramlar. kendilerine mektup yazamayışımın sebebi adreslerinin nazarı dikkati calip olmasındandır.
şerif.
************************************************** ******
güzel salih'im,
letaif ile memlu mektuplarını açık olarak alıyorum. her defasında sizi bütün har ve samimi muhabbetlerimle gözümün önüne getirir, mahzuzül vicdan olurum. artık fuat'ın evlenmiş olması ve senin zaten evli bulunmuş olman itibariyle biraz ciddileşeceğiz değil mi? bir müddet de kalemini ciddi zeminlerde icale etmeyi itiyat et bakalım, nasıl olacak!
nuri'den benim hiç haber aldığım yoktur. fakat zarar yok. çünkü ne halde olduğunu tahmin ediyorum. bakalım ben ne olacağım? burada oturmakla olmayacak tabi. kısa, leb demekle leblebi anlaşılan muciz mektuplarınızı eksik etmeyin.
gözlerinizden öperim.
m. kemal
************************************************** ******
kardeşim salih,
mektuplarınızı aldım. samimiyet ve fart-ı uhuvvetinize teşekkür ederim. yüzbaşı ahmet efendi şifahen çok selamlarınızı da getirdi. nuri bey'le ara sıra görüşüyoruz.
karşımızda düşman artık bimecal bir hale gelmiştir. inşallah yakında kamilen def edilir. herhalde vatanımız bu cihetten emindir. arkadaşların size söyledikleri şeyin henüz husul bulmamış olması cay-ı istigrabdır. elbette ona istihkak kesp edilmiştir. fakat "kim olur zor ile maksuduna ruhayab-ı zafer/gelir elbette zuhura ne ise hükm-i kader". bilirsin ki bizim maksudumuz vatana büyük bir mikyasta arz-ı hizmet eylemektir. arkadaşların temenniyatı maksut olan hizmeti ifa edebilecek maddi mertebedir. tabi zamanı gelince. kaderde varsa o da olur. bir aralık canım sıkıldı. tekaüt olup kûşegüzin inziva olmayı da düşündüm. olmadı. şimdilik cenab-ı hakkın azametine sığınarak çalışıyorum.
gözlerinizden öperim.
m. kemal