3)
soru şu: "bir kadının beni aldatıp aldatmayacağını önceden anlayabilir miyim?" bu sorunun bu kadar sıklıkla önüme gelmesinin nedeni, son zamanlarda kadın aldatmasının çok gündemde olmasından kaynaklanıyor.
magazin ilişkilerine girmeye hiç niyetim yok ama televizyonlardaki programlara, gazetelerin magazin sayfalarına şöyle bir göz atarsanız, etrafın 'aldatan kadın'dan geçilmediğini görebilirsiniz.
artik erkekler korkuyor!
bir zamanlar sadece kadınlara özgü olarak bilinen 'aldatılma korkusunu artık erkekler de yoğun bir şekilde yaşıyor ve bunun önlemini almaya çalışıyor. ihanet eden bir erkeği, kadının yakalaması kolay. kadının 'detaycı' düşünme tarzı, olayları takip edebilme yeteneği ve son noktada taşları yerine oturtabilme gücü, ihanet eden erkeği 'şıp' diye ortaya çıkarabiliyor. oysa detaylara önem vermeyen, 'beni kimse aldatamaz' diyen, kaba tabirle 'boynuzlu' olabileceğini hiç düşünmeyen erkek aldatılsa bile ruhu duymuyor. bunun bilincine varanlar da işi daha baştan önlemeye çalışıyor. yani "nasılsa bir kadın beni aldattığı zaman anlayamam. öyleyse aldatmayacak bir kadın seçmeliyim," diye düşünüyor...tabii bu işin asla bir garantisi yoktur ama, birazcık dikkatle, gözlemle karşınızdaki insanın potansiyel bir aldatan kadın olup olmayacağını üç aşağı, beş yukarı tespit etmek mümkün. örneğin, güven vermeyenler grubu... bu tipteki kadınların söyledikleriyle yaptıkları asla birbirini tutmaz. rahatsızdırlar, iki dakika yerlerinde oturamazlar. vücut dilleri kendilerini ele verir. sizinle baş başayken bile konuştuklarınızı dinlemezler. kendileri konuşurken konudan konuya geçip hiçbir cümlenin sonunu getiremezler. çünkü bu tipteki kadınların aklında sürekli bir şey vardır ve konsantrasyon sağlamakta zorlanırlar. böylelerini anlamanız kolaydır.
hemen uzaklaşin.
anladığınız zaman, "bunun başka bir nedeni olmalı," diye düşünmeyin ve henüz aldatılmamışken yanından hemen uzaklasın. bir de sürekli "ben" diyenler vardır ki, onlara göre dünya kendi etraflarında dönmektedir. şişmiş egolarının sürekli okşanmasını isterler. bunu siz yapamıyorsanız, yapacak birini bulmak için bir an bile tereddüt etmeden harekete geçerler. size ihtiyaçları yokmuş gibi davranırlar. ağzınızla kuş tutsanız bu tipteki kadınları mutlu etmeniz mümkün değildir. bir yere götürseniz beğenmezler, bir hediye alsanız önemsemezler. her konuyu kendileriyle ilişkilendirirler. onu övmenizi, hep ondan bahsetmenizi isterler. hatta, kendilerini öyle ulu bir kişilik olarak görürler ki sizin için "benim bu pısırığın yanında işim ne?" diye bile düşünebilirler. peki böyle bir kadınla karşılaştığımız zaman ne yapıyoruz? kaçıyoruz arkadaşlar, arkamıza bile bakmadan kaçıyoruz...şimdi okuyacağınız kadın tipi ise hayatınızın bir döneminde mutlaka var olmuştur ve çok zor kurtulmuşsunuzdur. bu kadınlar, kimseyle ilişki içinde değildir ama herkesle irtibat halindedir, bir başka deyimle, sevgilisi yoktur ama sevgili adayları çoktur. bu adayların hepsini de ellerinde tutmak isterler. siz 'saf ve temiz' duygularla onunla buluşmak istediğinizi söylediğinizde, "bu akşam, sununla şuraya gideceğim. sen beni önümüzdeki hafta ara," derler. yanılıp şaşıp buluştuğunuzda da hayatındaki diğer sevgili adaylarından bahseder bol bol. bunu yapmalarının nedeni de sizin tepkinizi ölçmektir. kedi-fare oyunu gibi... bahsettiği o sevgili adayları hakkında olumsuz bir şey söylediğinizde "sen de amma kıskançsın, ne var bunda?" deyiverirler. oysa zaten amacı sizi kıskandırmaktır. tepki vermezseniz bu kez de geniş adam damgası yiyeceğiniz kesin. sevgili adayı koleksiyoncusu kadınlardan uzak durmak sizin menfaatinizedir.ve tabii ki yalancılar... hele hele profesyonel bir yalancının eline düşmüşseniz, yalan söylediğini bile anlayamazsınız ne yazık ki. çünkü bunlar, kendi söyledikleri yalana kendileri de inanır ve doğal olarak sizi de inandırır. yalanlarını örtebilmek için abartılı bir sevimlilik içindedirler. ama işte bu tarz abartılı tavırlar onları ele verir. mesela durup dururken ağlayanlar... mutlaka söyledikleri bir yalanı kapatmaya çalışmak için böyle yapıyordur. ya da her şeye itiraz edenler... etmek zorundadır, çünkü kontrolü bir kez kaybederse her şeyin ortaya çıkacağını bilir. ah, unutuyordum, bir de bunların tam tersi var.
her şeyi kabul edenler...
onlar da sanki kendilerini ilişkiye adamış gibi davranırlar. yani kontrolü size verirler ve ondan şüphelenmenizi engellerler.
sonuç olarak bu iş biraz da şansa kalmış. kimin ne zaman, ne gerekçeyle aldatabileceğim bilmek zordur. ama kimin ne zaman aldatmayacağını bilmek kolay. insan sadece aşıkken aldatamaz...