bahtı teninden yanık bir serencamdı
bir ömrün bana giydirdikleri
kaçamadım şerrinden şamarından feleğin
daha tüysüz bir çocukken dilim dağlandı
yasaklarla korumaya alındı bütün düşlerim
ardım sıra kurallar devriyeler gezerdi
başım üç numara tıraş trahomlu gözlerim
babamın ters-yüz ceketi gibiydi hayat
acısı bol bir ağıt gibi dururdu bedenimde
ya da sokaklarıma dar gelirdi.
parçalanmış bir aynada büyüttüm kendi kendimi
kurşun eritilirdi başımda okunmuş sular içerdim
boynumdaki muskaya havaleydi bütün hallerim
hem takdir hem tekdirlik bir mektepliydim on beşimde
yağmurlar ve şarkılar kardeş gibiydi
şarapla tanıştığım rüzgara bulaştığım bir takvimdi
hepsi bir şiirin eskizleriydi belki
sonraki yaralarıma sargı bezleri
ten çıra olmamıştı yazgım henüz bakirdi
giz yüzle tanıştı sonra boynunu sıktı muska
bir tren yolculuğunda bozdum bekaretini
sonrası ahir zaman kahır mevsimi
yenildiğim yıllardı kapılar kilitliydi
rüzgarsız kaldım dilim paslandı otuzumda
tezgahlarda boylu boyunca ertelendim yarına
gözlerinin düsturuyla kırdım gecenin çemberini
kaç arkadaş daha silindi kütüğünden
notalara söz oldular şiirlerle kutsandı isimleri
kırk kere bozmuştum tövbemi kırkıma geldiğimde
sığınacak bir dergahım da yoktu üstelik
biraz daha büyütmüştüm yaramı
bende gözlerin kaldı o şarkının sözleri
bu biraz da kendimi seninle tanımlamak gibidir
orada saklıdır dünyanın bütün hazineleri
kutlu bir mirastır elbet
bir ömür yetmez anladım
yazmak için bütün sen'leri
bana kanlı mühürler kaldı
o tarih tacirinden
uçurumlar çığlıklar ve ölüm tarifleri
bildiğim tüm masallardan topladım acıları
yakama iliştirdim
yaşamak dedim adına sığınaklar emzirdim
bütün sözcükleri yüzleştirdim ateşle
anlatamadım günlerin cehennemini
ajans haberlerinde kirleniyor insanlık
bütün sevinçler çarmıhta hızla yaşlanıyor
çocuklar
bozguna uğramış aşk düşürmüş bayrağını
geceler unutmuş sevişmeleri
tanrılara bulaştırmak için bu cinneti
deliyorum aşkın ambargosunu
yeniden yollara vuruyorum kendimi
teninden soyunsun artık çığlıklar
şimdiki zamana çekiyorum bütün fiilleri
bakışlarında köprüledim uçurumları
uyak olup düşüyorum dünyanın gözlerine
taze bir çığlığım artık bu kontra mevsiminde
herkesin biraz "faili" olduğu
"meçhul" bir cinayetim şimdi
bana katliamlar kaldı
o tarih tacirinden
ağıtlar sürgünler ve muhbir suretleri
bütün yenilgilerimi temize çektim
ölüm boy veriyor artık
düşlerimle suladığım topraklarımda
gözlerine ayarladım tüm imgeleri
sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum
adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgar gibi
takıldım hiç büyümemiş bir çocuğun ardına
vizem yok kimliğim sahte yollar mayın döşeli
bir ömürde kaç sokak izi kalır geriye
saçlarımın ıslaklığından anlıyorum
orada bir çocukluğun yağmuruna varılır
yarpuz kokusu uğurlar sizi görmezsiniz
her sokak aslında bir patikadır
yüzümde bir yama gibi duruyor zaman
bütün aşkların kan grubu aynı olsa da
ayrıdır çıkmazları son sözleri farklı
gözlerinin rengine uymaz intiharları
zaten hep gönüllüydü yanlışı yazgısına bulaştı
küçük sevinçlerin büyük kederlerin sahibi
güneşsiz bir gölge kansız bir yara oldu
hüsran sokağında bir aşk daha vurdu kendini
i
masallarımız aynı düşlerimiz bir
aynı ateşin yaktığı ağıtlardan geliyoruz
kentin en uzak köşeleri
hüznün ele verecek seni
öyle mahzun bakma çocuk
"devletin ve milletin bekası" zedelenir
orada aşka yardım ve yataklıktan
sabıkalıdır şiir
ii
acı ata yadigarıdır
bin yıllık bir tarihi var
beni bana kırdırır
kehribar bir tespih gibi
çek çek bitmez
kimi zaman yaşayıp yaşamamak
birbirine eşittir
orada zembereksiz bir saat
kırık bir keman gibidir şiir
iii
hüznü bir bohça gibi vurup sırtına
söyle hangi acısıydın viran evlerin
kanlı bir mendil kaldı geride
serin bir su yavru bir kuş gibiydi
meçhulümüzdür nasıl bir ölüme gelin gittiği
o mendilin kokusunda
kanın dördüncü halidir şiir
iv
maskeler atılmış roller ve replikler
derin bir uykuya dalmıştır
bir şarkıda ağlarken
bir çiçeği sularken
onlarla konuşur görürsem seni
demektir
şiir yeni çığlıklara hazırlıyor kendini
v
hepsi de yaralı bir cerenin resmidir
açılırsa bir sayfası unutulmuş defterin
orada herkes kendi payına düşen
bir yangınla karşılaşacak
ve görülecek
kaç kadın ezilmiş ayak altında
o canavar evlerin
de ki
o defterin dipnotlarıdır düşünde düş görür şiir
vi
piyasa şartları nedir
istatistik yasaları ne söyler bilmem ama
bir avuntu bulunur her zaman
peşin fiyatına taksitle
biraz etik estetik
biraz kolesterol biraz turnusol
vazife ulufe biraz felsefe
bunca havar hiç rayting yapmıyor demek
vatanperver bir münevver olarak
sizin bu konuda bakışınız kaç amper
belki de
turnusolün sudaki rengidir şiir
vii
daha yirmi dört saat
hayati tehlikesi var diyor doktor
durmadan morfin yapıyorlar
kurtulsa da izi kalırmış
yüreğini ezmiş aklının paletleri
bir saatin tik-taklarıdır orada
beşinci mevsimin adıdır şiir
viii
biz mi taşırız aşkları
aşklar mı bizi
şimdi hangi kentte
yağdığını unuttuğum bir yağmur
ertelenmiş bir aşkın saçlarını yıkıyor
o günden beri
öznesi yaralıdır şiirin
ix
orada yıldızlar daha parlaktır
aynalar daha ayna
yaşamaya başladığın an
biraz daha koyulaşır ağaçların yeşili
orası
şiirin kendini göndere çektiği yerdir
x
sensiz paslı bir çivi gibi duruyorum
bir duvarın yüzünde
ateşe ve rüzgara dair bir dize kuşan
bu geceyi teslim al
bir selam uçur bana
hâlâ bir sabah serinliği ise adresim
mışlı geçmiş bir şark çıbanıyım
şimdi yaşamın yüzünde sızlıyor izim
gündemde ilave tedbirler var, infaz bildirileri
ecelimi bir hamaylı gibi boynumda taşıyorum
potansiyel suçluyum, yasa da ceza da benim
lanetlidir artık gözlerine mil çekmiş
kurşun damlaları akıtmış kulaklarına
kösnül kasıklarında yalaz, üstü başı kan
şimdi isterik bir orospuyu oynuyor zaman
bütün kapılara ayrılığın suretini astılar
derme-çatma aşklar onarmaktan bitkinim
dün erkendi, yarın gecikmiş sayılırım
bir parça uçurum alıyorum terkime
kutsuyorum yolları bir iklim bulmak için
bozdum tüm oyunları şimdi satır başıyım
sıcak uzun yazlardan, kış uykulardan
sustukça derinleşen büyüyü bozdum
karlar içinde yorgun bir selam gibi
vakitsiz ve davetsiz giriyorum gecene
gözlerinin sıcağına konuk et beni
sonunda öğrendim konuşmayı, yürümeyi öğrendim
geçtiğim tüm köprüleri yaktım, dönüş yok
yollarla artık uğraklarla anlatırım kendimi
içime akmıyor kanım, yaramı sevdim
tazeleyin çoban ateşlerini ey ateş ustaları
kavallarınıza yeni delikler açın
emzirin sığınaklarımı uyak bulsun koyaklar
yeni bir sayfa açtım işte ömrümü çiziyorum
sensiz hiçbir şeyin hükmü yok benim için
ölüm durmadan tazelese de hünerini
yeni bir sayfa açtım kanımla yazıyorum artık
kod adım aşk'tır
ömrüm bu uzun hecenin ömrüne kayıtlıdır
çünkü miladı yoktur kod adı aşk olanın
ateşten gömlek giymiş bir şiirdir ülkesi
Listelere entry ekleyerek katkıda bulunabilir, bilgiler paylaşabilirsiniz.
sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımımızı kabul etmiş oluyorsunuz.