haram ve helal etler hakkında bilgiler listesi için eklenen 9 entry bulunmaktadır.
 

eşek eti haram midir?

evcil eşek eti konusunda dört mezhepçe genellikle kabul edilen hüküm, ehlî merkeplerin etinin haram olduğu yönündedir. mâlikî bilginlerin bir kısmı bunu tenzîhen mekruh saymış, bazı sahâbîlerden ve hanefî bilgin bişr el-merisî’den ehlî eşek etinin helâl olduğu görüşü nakledilmiştir.

 

katir eti yenir mi?

katır ve benzerlerinin etine gelince, iki ayrı türden hayvanın birleşmesi ile meydana gelen hayvanın konusunda üç durum söz konusudur:

a) her iki tür, eti helâl olanlardan ise, bunlardan meydana gelen hayvanın eti de helâldir.
b) her iki tür, eti haram olanlardan ise, bunlardan meydana gelen hayvanın eti de haramdır.
c) biri eti helâl olanlardan diğeri haram olanlardan ise, hanefî ve mâlikîler’e göre hükümde ananın türü esas alınır; şâfiî ve hanbelîler’e göre helâl olmayan taraf esas alınır. buna göre dört mezhepte de anası eşek olan katırın haram olduğu görüşü yaygındır. anası at ise, ebû hanîfe’ye göre mekruhtur; ebû yûsuf ve muhammed’e göre mekruh değildir. ayrıca, anasının at veya eşek olması hususunda ayırım gözetmeden -başka delillere dayanarak- katır etinin mekruh olduğunu savunan bir görüş de vardır.

 

su hayvanlari.

kur’ân-ı kerîm’de deniz avının ve denizden elde edilen yiyeceğin helâl olduğu bildirilmiş (el-mâide 5/96; el-fâtır 35/12), hz peygamber de deniz hakkında sorulan bir soruya “onun suyu temiz, meytesi (içinde ölen) helâldir” şeklinde cevap vermiştir (ebû dâvûd, “tahâret”, 41; tirmizî, “tahâret”, 52). gerek bu açıklamalar gerekse hakkında özel bir hüküm bulunmayan konularda mubahlığın esas alınması ilkesi suda yaşayan hayvanlarla ilgili hükmün temelini teşkil eder.

1. balık türleri bütün mezheplere göre helâldir, boğazlama işlemine de gerek yoktur. şu var ki, hanefîlere göre kendiliğinden ölmüş ve su üzerine çıkmış balıklar yenmez. hanefîlerin bu görüşü sağlık açısından ihtiyatı tercih etmiş olmalarından kaynaklanır. fakat suyun çok sıcak veya soğuk olmasından, buzlar arasına sıkışmaktan, su içine hapsedilmekten ve suyun çekilmesinden ötürü ölen balıklar kendiliğinden ölmüş sayılmaz, yenebilir. yine, balık avlamak üzere suya balık otu atıldığında balıklar ele geçirilmeden ölse ve onların bu yüzden öldüğü bilinse, kezâ kılıç balığı gibi büyük balıklar avlandığında sudan çıkmadan başına sert bir cisim vurularak öldürülse, yenebilir.

2. balık türü dışında kalan (midye, kurbağa, yengeç gibi) su hayvanlarını yemek hanefîlere göre helâl değildir. diğer üç mezhebe göre ise, sadece suda yaşayan her türlü hayvan -kendiliğinden ölmüş bile olsa- yenebilir, helâldir. şâfiî mezhebinde, hanefîlerin paralelinde bir görüş ile su hayvanlarından eti yenen kara hayvanlarına benzeyenleri helâl, eti yenmeyen kara hayvanlarına benzeyenleri haram sayan bir görüş de vardır

hanefîler mâide sûresinin 3. âyetinde geçen “meyte” lafzını mutlak şekilde yorumlamışlar, ayrıca balık dışındaki türleri “habâis” (iğrenç şeyler) kapsamında kabul etmişlerdir. fakihlerin çoğunluğu mâide sûresinin 96. âyetindeki “deniz avı” ifadesinin umumunu (kapsamlı oluşunu) esas almışlar ve ayrıca hz. peygamber’in “denizin suyu temiz, ölüsü helâldir” (ebû dâvûd, “tahâret”, 41; tirmizî, “tahâret”, 52) anlamındaki hadisine dayanmışlardır.

 

hem karada hem suda yaşayan hayvanlar.

hem karada hem suda yaşayan kurbağa, kaplumbağa, yengeç, yılan, timsah gibi hayvanlar hakkında üç görüş vardır: hanefîler’e ve şâfiîler’e göre bunları yemek helâl değildir. mâlikîler’e göre bu tür hayvanlar yenebilir, helâldir. hanbelîler’e göre timsah, kurbağa ve yılanın yenmesi helâl değildir, diğerleri yenebilir. ancak bunlardan, akıcı kanı olan (kaplumbağa, su aygırı gibi) hayvanlar için boğazlama işlemi gerekir, akıcı kanı olmayanlar için boğazlama da gerekmez. yengecin akıcı kanı olmamakla beraber mezhepte yaygın görüş, herhangi bir yerini keserek boğazlama yerine geçecek bir işlemin (tezkiye) yapılması gerektiği yönündedir. ahmed b. hanbel’den ise tezkiye gerekmediği rivayet edilmiştir.

 
üst bottom