bir göz bozgundur yerine göre
vururdu pencereme rüzgar,
ben hep öyle bir gözdüm
çığlığını kendine saklayan.
düş kurmazdım, beklemezdim şurada burada,
çiçek demetleri, bisikletler geçmezdi
apansız geliverdi sokağıma.
hıncım bana kalsın gayrı
sen yalnızlığımı götür.
bana çay demlemeyi öğret
elimi yüzümü yıkamayı,
ağzıma rakı koydurma.
hıncım bana kalsın diyorum
çünkü ben bu kenti kendimde büyüttüm
bir barbarın vahşi ateşiyle,
çünkü yapılarının taşında onulmazlığım
çünkü şarkılar kanımın bedeli.
en sevdiğim kelimeler gibisin
örneğin öfke gibi
hani bir zamanlar
dağda ve sokakta açan.
örneğin umut gibi
günde, gecede yitip durduğumuz
zeytin dalını dal eden.
örneğin aşk gibi
denizlerin üzerinde yürüten.
örneğin kavga gibi
yüreğimi sıkı, saçlarımı kara tutan
kayaları yumuşatan kavga gibi.
denizler benim kadar kıpırdayamaz
bak şimdi parklardayım
bir çocuğun menevişli gözlerinde.
hüzünleri bırakmanın günü
günü çığlığı olmak dünyanın,
hüznümü iki kat ediyor ama
gecede alnıma dayalı alnın.